Last Updated on 5 February 2024 by TT
Marsilya’da Gezilecek Yerler
Marsilya’da gezilecek yerler; Marsilya gezilecek yerler açısından bilinenin aksine oldukça ilginç ve zengin bir destinasyondur. Bu yazımızda ister kısa ister uzun süre kalacak olun görmenizi tavsiye edeceğimiz “Marsilya’da Gezilecek Yerler” listesinin olmazsa olmazlarını sizin için sıralayacağız. Elbette listeye ilgi alanınıza ve zamanınıza bağlı olarak ekleme ve çıkarmalar yapabilirsiniz. Seyahatiniz günübirlik bir ziyaret ise ve kısıtlı zamanınız varsa tavsiyemiz öncelikli olarak şu 3 yeri ziyaret etmeniz; Notre Dame de la Garde Kilisesi, Vieux Port, Palais Longchamp. Daha fazla zamanınız olacaksa da şu ilginç tarihi ve turistik yerleri gezi listenize ekleyebilirsiniz; Aix En Provance Şehri, Sant Charles Tren Garı, Akdeniz Medeniyetleri Müzesi, Le Panier Semti, Clanques Fiyordları, If Adası / If Kalesi ve Cassis Kasabası.
İşte size önem ve tavsiye sıramıza göre Marsilya’da gezilecek yerler listesi;
1- Eski Liman (Vieux Port)
Şehrin merkezinde yer alan hatta şehrin merkezini oluşturan Eski Liman Marsilya’da gezilecek yerler listesinin en başında olmayı hakkediyor. Gerçi burası şehrin kalbi olduğu için istemeseniz de ziyaret edeceğiniz bir bölge. Marsilyalılar bu bölgeye “Eski Liman” anlamına gelen Vieux Port (Viu Port şeklinde okunur) adını vermişler. Gerçekten de burası sadece Marsilya’nın değil, tüm Fransa’nın en eski limanıdır. Hatta daha da ötesi”Vieux Port” Fransa’da en eski yerleşimin kurulduğu yerdir. Bunun yanında Viux Port hem geçmişte hem de günümüzde Fransa’nın en kozmopolit kenti olmuştur. Listemizdeki grülecek yerlerden If Adası, Calanques ve L’Estaque‘a giden tekneler buradan kalktığı gibi, M1 metro durağı, bir çok belediye otobüsü hattı, hop on hop off otobüsleri ile tur trenlerinin de uğrak ve başlangıç noktasıdır Vieux Port’tur. Şehrin en önemli trafiğe kapalı alışveriş caddesi olan Rue Sant Ferreol ile iki adet Galerie Lafayette AVM, Olimpic Marseille Mağazası (OM), hediyelik eşya dükkanları, Turizm İnformasyon Bürosu ve şehrin en merkezi ve önemli bulvarı olan Canabiere Caddesi…hepsi Eski Liman “Vieux Port” bölgesi içinde yer alır.
Sabah saatlerinde Vieux Port sahilinde kurulan geleneksel balık pazarı Akdeniz’in hala ne kadar cömert olabildiğini gösteren bir vitrin gibidir. Gerçekten Akdeniz’de böyle balıklar ve kabuklular var mı diye insan şaşırmadan edemiyor.
Liman çevresini turlarken biraz alışveriş yapmadan olmaz diye düşünüyorsanız hemen size bir kaç tüyo da verelim. Vieux Port’un hemen arkasındaki Grand Rue 28 adresinde Marsilya’nın en iyi el yapımı çikolatalarını (Xocaotl) bulabilirsiniz. Burada esasen yakınlardaki Aix en Provance şehrine ait olan, portakallı badem ezmesinden yapılan baklava dikisi şeklindeki calissons (kalizon okunur) tatlılarının da tadına bakmanızı öneririz, beğeneceksiniz. Aynı caddenin 36 numarasında ise ünlü Marsilya sabunlarını doğal yöntemlerle imal eden La Grande Savonnerie ilginizi çekebilir.
Not; Vieux Port ve çevresi Marsilya’da bölgesi hırsız ve yankesicilere karşı çok dikkatli olmanız gereken bölgedir.
2- Notre Dame De La Garde Kilisesi / Bazilikası
Ziyaretçi Bilgileri; Rue fort du Sanctuaire, Nisan-Eylül arası 07:00-20:00, diğer zamanlar 19:00’a dek açıktır. Notre Dame de la Garde Bazilikası’na Eski Liman (Vieux Port)’dan 60 numaralı otobüsle veya gezi treni ile gidebilirsiniz. Yürüyerek gitmek isteyenlerin 1 km’lik dik bir yokuştan çıkması gerekir. Kilisenin yanına ulaştıktan sonra 60-70 basamaklı bir merdiven çıkılması gerekiyor. İkinci kat merdivenleri çıkmamak için sol-arka taraftaki asansörü kullanabilirsiniz. Asansörden WC ve kafeteryaya çıkış vardır. Ayrıca yukarısı yaz-kış genellikle çok rüzgarlıdır.
Bazilikanın ismi “Koruyucu Meryem Anamız” anlamına geliyor. Bu bazilika Marsilya’da gezilecek yerler listesinin en olmazsa olmazı desek abartmış olmayız. Kİlise gezmekten sıkılmış olabilirsiniz fakat Marsilya’nın en nfes kesici manzarasını buradan görebileceğinizi de söyleyelim. Notre Dame de la Garde Kilisesi Vieux Port’tan 2 km yürüme mesafesindeki Marsilya’nın en yüksek yeri olan 162 m. yükseklikteki Le Garde Tepesi‘nin zirvesine 1864’de inşaa edilmiştir. Marsilya’nın en önemli katolik kilisesidir ve bir denizciler şehri olan Marsilya’nın denizcilerine adanmıştır. Yeni Bizans mimari tarzında tasarlanan kilise Marsilyalı ünlü mimar Henri Jacques Esperandiu tarafından inşaa edilmiştir.
Marsilya’nın en yüksek noktası olan bu tepede daha önce 1214’te inşaa edilmiş olan bir kale ile başka bir kilise bulunuyordu. Bu eski kilise ortaçağ boyunca denize açılan Marsilyalı denizcilerin sağ salim evlerine geri dönmeleri için Meryem Ana’ya dua ettikleri kutsal bir denizci kilisesi idi. Bugünkü bazilika ise bu kale ile o eski kilisenin üzerine inşaa edilmiştir. Eski kilise kayaların içine oyularak inşaa edilmiş ve 16. YY’da restore edilmiştir. Bugünkü bazilikanın birinci katındaki romanesk mezar eski kilisenin (krypt / mezar) kısmını oluşturur; yani Notre Dame de La Garde Bazilikası iki katlıdır, alt kısım eski, üst kısım yeni kilise.
Bu bazilika Marsilya’yı 360 derece gören muhteşem konumu ile tüm turistlerin rotasındadır. Aynı zamanda bir hac yeri olan kilisenin alameti farikası şehrin her yanından görünen 41 metrelik çan kulesi ve kulenin tepesindeki 12.5 metre yüksekliğindeki Kutsal Meryem ve Bebek İsa Heykeli‘dir. Bu heykel altın yaldızlı bakırdan tasarlanmıştır. Kilisenin dış cephesinde kullanılan yeşil kireç taşı Floransa’dan getirtilmiştir. Kiliseye girdiğinizde tavanlardan sarkan gemi maketleri dikkatinizi çekecektir. Bu maketlerden zamanında yüzlercesi kilise tavanından sarkmakta idi. Bu gemiler denizcilerin denize açılmadan Meryem Ana tarafından kutsanması ve korunması için astıkları maketlerdir. Eskiden tavanlardan sarkan yüzlerce maketin bir çoğu kaldırılmıştır. Ayrıca kilisenin girişinde ve kript bölümünde denize açılıp geri dönememiş olan denizciler ile kiliseye destekte bulunan önemli şahısların isimlerinin olduğu plaketler de ilginç bir detay.
3- Palais de Longchamp (Su Sarayı)
Ziyaretçi Bilgileri: Adres Boulevard du Jardin Zoologique, Metro M1 (Cinq Avenues Longchamp Durağı) veya tramvay (T2) veya 81 numaralı belediye otobüsü ile. Yürüyerek liman’dan 2 km mesafededir.
Longchamp Sarayı veya Su Sarayı olarak adlandırılan bu kompleks Marsilya’da mutlaka görülmesi gereken, görenleri hayran bırakan, şaşırtan tarihi ve özel bir yapıdır. Longchamp Saray’nın orta kısmını oluşturan Chateau d’Eau (Su Sarayı) 1849’da Durans Nehri‘nin suyunu Marsilya’ya getirmek için inşaa edilen Marsilya Kanalı’nın (Canal de Marseille) bitiği noktada bu kanalın açılışını kutlamak amacıyla inşaa edilmiştir. Mimari tasarımı Marsilya’lı ünlü mimar Henri Esperandieu‘ya aittir.
Bu ihtişamlı yapı saray olarak anılmasına rağmen aslında saray değil, bir anıttır. Yaz aylarında sadece 2 gün yağmur alması sebebi ile tarih boyunca hep su sıkıntısı çeken Marsilya şehri bu proje ile su sıkıntıdan kurtulmuştur. 1834-1849 arasında yakınlardaki Durance Nehri‘nin suyu 80 km’lik bir kanal ile (Canal de Marseille) şehre getirildi. Kanalın 17 km’si yer altından, 18 km’si ise su kemeri olarak inşaa edildi. Bu kanal geçtiği topraklarda tarımsal verime de katkı sağladığı için dönemi için önemli bir proje idi.
Kompleksin ortasındaki anıtsal Chateau de Eau (Su Sarayı) Yunan Tanrıçası Demeter ile taçlanmıştır. Bu tanrıça verimliliği sembolize eder. Demeter ellerinde buğday başakları ve üzüm salkımları tutmaktadır. İki yandaki boğa heykelleri ise Durance Nehri’ne gem vurulmasını simgeler.
Anıtın arka bahçeleri 80’li yıllara dek hayvanat bahçesi olarak kullanılmıştır. Hayvanat bahçesinden geri kalan ince işçiliklerle yapılmış fil, zürafa gibi hayvanların barınakları Türk ve İslam sanatından izler taşır. Marsilya gibi bir şehirde Osmanlı’dan izler görmek ilginç geldi ise hemen sebebini açıklayalım; anıtın yapıldığı dönemde Fransa’da oryantalist sanat akımı oldukça popülerdi. Park bugün halka açıktır ve içinde bir de gözlemevi / planetaryum vardır.
Sarayın sol kanadında Güzel Sanatlar Müzesi (Musée des Beaux Arts, 7 rue Edouard Stephan), sağ kanadında ise Doğa Tarihi Müzesi ( Musee d’Histoire Naturelle) olarak kullanılan iki yapı vardır. Sanat Müzesi Marsilya’nın en eski müzesi olup içinde 16. ve 21. YY arasına ait İtalyan ve Provansal resim ve heykel örnekleri sergilenmektedir.
4- Gare de Saint Charles / Tren Garı
Ziyaretçi Bilgileri: Yürüyerek Eski Liman’dan 1.5 Km. Metro M1, M2, 33, 34, 49, 52 numaralı otobüsler.
Bir tren garı ne kadar ilginç olabilir? Marsilya gezilecek yerler listesinin dördüncü sırasında merdivenleri ile sizi kendine hayran bırakacak. Evet bu tren garı Fransa’nın Afrika ve Orta Doğu kolonilerini sembolize eden ihtişamlı merdivenleri ile ünlenmiştir. Şehrin ana garı olan Gare de Saint Charles Paris’ten, Lyon‘dan, Aix En Provance‘tan gelen hızlı ve normal trenlerin son durağı olup iki hatlı Marsilya Metrosu’nun da kesiştiği tek yerdir. Garın arkasında Marsilya’nın şehirlerarası otobüs terminali vardır.
Trenin en önemli seyahat aracı olduğu 19. yy’dan kalma bir yapı olan Saint Charles Tren Garı, şehrin kuzey yamacında basık bir tepe üstüne inşaa edilmiştir. Dünyada benzeri olmayan merdivenleri görmeye değerdir. Bu gar zamanında, Fransa’dan Ortadoğu ülkelerine ve Afrika’ya deniz yolu ile gidecek olan yolcuların gemilere binmeden önceki son transfer noktası idi. Bu sebeple garın sonradan ilave edilen (1926), 104 basamaklı ihtişamlı merdivenlerinin alt kısmında, bir tarafı Afrika kıtasını diğer tarafı ise Ortadoğu‘yu sembolize eden heykellerle süslenmiştir. Hatırlatmakta fayda var ki bu bölgelerde Fransa’nın bir çok sömürge ülkesi bulunuyordu. Garın üst arka kısmındaki sütun anıtta ise bir teknenin pruva kısmı Marsilya’ya ilk yerleşen Antik Yunan’lı denizcileri, iki yandaki 6 çelenk figürü ise Provans bölgesinin geleneksel ürünlerini (tahıl, balık, av ürünleri, meyve, şarap, çiçek) simgeler.
En üst kısımda teras vardır. Burada zaman zaman dans ve sanat gösterileri yapılır ve panoramik Marsilya manzarası ilginizi çekebilir.
5- Tarihi Le Panier Semti (Old Town)
Ziyaretçi Bilgileri: Le Panier’e Eski Liman’dan 15-25 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabilir veya gezi treni (petit train) ile en tepedeki semtin ana meydanı olan Veielle Charite’ye çıkabilirsiniz. Veya M1 metrosu ile Colbert’te ineren az bir miktar yürüyebilirsiniz. Akşam ve gece saatlerinde Le Panier’in ıssız sokaklarında dolaşmamanız güvenlik açısından doğru olur.
Vieux Port’un hemen kuzeyinden başlayan Le Panier Marsilya’nın en eski meskun bölgesidir. 2600 yıl önce, MÖ 6. YY’da kürekli kayıklarla yola çıkan 1000 kişilik Foçalı (Antik Yunan koloni şehri Phokai) denizciler ilk yerleşimi burada kurdular. Le Panier çok yüksek olmayan bir tepenin yamaçlarına kurulduğu için yokuşlu sokaklardan oluşur. Günümüzde bu semt göçmenlerin yaşadığı eski pastel renkli evler, yokuşlu ve sessiz dar sokakları, Place des Molins ile Vieille Charite Meydanı, butikleri ve kafeleri ile şehrin ilginç renklerinden biridir.
Le Panier ismi Türkçe’de “sepet” anlamına gelir. Bu isim Marsilya Limanı’nın ilk yerleşimciler tarafından sepet biçiminde ve korunaklı olmasından dolayı verilmiştir. Le Panier, MÖ 6. Yüzyıl‘da şehre Massalia adını vermiş olan Antik Foça’dan gelen İyonya’lı denizci ve ailelerinin ilk yerleştikleri limanın üst kısmını oluşturan yamata kurulmuş semttir. İyonyalılardan sonra şehre yerleşen İtalyan ve Korsikalılar da aynı bölgede yaşamıştır. 16. 17. ve 18. yüzyıllarda zengin tüccarların yerleşmesiyle Le Panier daha geniş bir alana yayılmıştır. Bugün pastel renkli evlerin oluşturduğu bölgenin büyük kısmı o dönemlerden kalmadır. 1940’larda ise Le Panier Yahudilerin, komünistlerin, fahişelerin, göçmenlerin ve kanun kaçaklarının yaşadığı bir semt oldu. Bu sebeple Nazilerin de zorlaması ile buradan binlerce kişi toplama kamplarına gönderilmiş ve 1500 ev bombalanarak yok edilmiştir. Bugün ise Le Panier’de daha çok Araplar, Komor Adalılar ve Madagaskarlılar‘dan oluşan bir nüfüs yaşamaktadır.
Le Panier’in sokaklarının çoğu sabah 11:30’dan sonra trafiğe kapalıdır. Sokakları, pastel renkli tipik Güney Fransa stili evlerini yürüyerek ya da tur trenlerinden birine binerek gezebilirsiniz. Gezi treni eski şehrin en tepesindeki ana meydan Ville Charite‘de durmaktadır.
Le Panier’de görmeye değer yerler;
Sahildeki Hotel de la Ville (Belediye Binası) ve ardındaki Inter Continental Hotel Dieu. Hotel Dieu’nun olduğu bina aslında 18. yüzyıldan kalma devasa bir hastane binasıdır. Şu anda ise Marsilya’nın en lüks ve pahalı otelidir. Le Panier’de görmeye değer en önemli yapı ise semtin en yukarısında yer alan Vieille Charite Binası ve Meydanı’dır. 17 ve 18. yüzyıllarda düşkünler ve yetimler evi olarak hizmet vermiş olan at nalı biçimli bu büyük yapı 19. yüzyılda kapılarını şehrin evsizlerine açmıştı. Bugün ise kompleksin içinde kültür merkezi, araştırma üniteleri, Afrika, Okyanusya, Güney Amerika ve Akdeniz bölgelerine ait arkeoloji ve sanat müzesi vardır.
Ayrıca seyahatiniz Haziran ayına denk geldi ise iki gün süren Marsilya’nın tüm kültürlerinin birlikte eğlendiği Fete de Panier şenliklerini de kaçırmayın deriz.
6- Avrupa – Akdeniz Medeniyetleri Müzesi (MuCEM)
Ziyaretçi Bilgileri: Birbirine üst yol ile bağlı bu iki yapı Vieux Port’un kuzey, J4 Esplanade olarak adlandırılan en uç kısmında, Villa Mediterrane ve Katedralin yanındadır. Limandan yaklaşık 1 km yürüme mesafesindedir. Belediye otobüsü; 82, 60, 46. Açılış saatleri; yaz aylarında 11:00 – 19:00 arası, kış aylarında 11:00 – 16:00, salı günleri, 1 Mayıs ve 25 Aralık tarihlerinde kapalı. Giriş Ücreti; (bahçe ve dış bölümler ücretsizdir), normal bilet 8 €, aile bileti (2 yetişkin ve bir 5 yaşına dek çocuk, 12 €).
Marsilya’da gezilecek yerler arasında en yeni cazibe noktası 2013’te açılan bu müzedir. Müzenin Fransızca resmi adı “Musee des Civilisations de l’Europe et de la Mediterranee” şeklindedir. Müze kompleksi J4 Rıhtımı üzerindeki yeni modern müze binası ile ona köprü ile bağlanan Saint Jean Kalesi‘nden müteşekküldir. Yeni müze binasının sadece kendisi dahi hem devasa hacmi hem de sıradışı tasarım özellikleri ile görmeye değerdir. Yapının mimarı Cezayirli Fransız mimar Rudi Ricciotti‘dir. Yapının dış cephesi üst üste geçmiş iki kattan oluşuyor; alt/iç cephe cam kaplı iken üst kat/ dış cephe metalik, geometrik desenli Kuzey Afrika mimarisine uygun biçimde tasarlanmıştır. Müze binasının en ilginç özelliği ise hava durumuna ve günün saatine göre dış cephenin sürekli biçimde kendiliğinden renk değiştirmesi. Bu dış cephe aynı zamanda binayı dışarıdan gelen güneş ışınları ile rüzgardan korur, güneş ışınlarının etkisi ile bina içinde benekli ışık efektleri oluşturur.
Müzenin hemen karşısında tarihi Saint Jean Kalesi vardır ve bu iki yapı (aradaki karayolunun üstünden geçen) bir üst yol ile birbirine bağlanmıştır. 1660 yılında 14. Lui tarafından inşaa edilen kale 2013 yılından itibaren Avrupa – Akdeniz Medeniyetler Müzesi’nine katılmıştır.
Müzede Neler Var? Kalede sergilenenlerle birlikte 1 milyon parçalı koleksiyonun bazıları sürekli bazıları geçici olark sergilenir. Koleksiyondaki parçaların dörtte üçü 2005 yılında Paris’te kapanmış olan Milli Halk Sanatları ve Gelenekleri Müzesi’nden getirtilmiştir ve çoğu Fransız tarihi ve sanatı ile ilgili etnoğrafik parçalardır. Bunun yanında müzede Yunanistan, İsrail, Suriye gibi Akdeniz’in farklı kültürlerine ait arkeoloji, sanat tarihi, sosyoloji ve politik bilimler dallarında da bölümler bulabilirsiniz.
7- Frioul Adaları; If Adası ve Kalesi
Ziyaretçi Bilgileri: Kış aylarında Pazartesi günleri dışında hergün Vieux Port’tan kalkan teknelerle gidilebilir. Yolculuk süresi 20 dakikadır.If Adası’nda bir kafe vardır fakat kışın kapalıdır. Tekneler If Adası’ndan sonra birbirine bağlı iki büyük ada olan Ratonneau ve Pomegues Adaları’nın limanı olan 10 dakika daha ilerideki Port Friol’e devam eder. Kaleye gidiş dönüş bileti 10.50 €. Kaleye giriş ücreti 5.5 €. 1 Ocak ve 25 Aralık dışında hergün açık. Ziyaret saatleri değişken.
Chateau d’If & Frioul Islands; Vieux Port’tan teknelerle 20 dakikada ulaşabileceğiniz Frioul Takımadaları’na ait If Adası üzerindeki İf Kalesi (Chateau d’If), tarih boyunca hapishane olarak kullanılmış ve Alexander Dumas‘ın Monte Kristo Kontu romanına konu olmuştur.
Denizde, Marsilya’nın az açığında bulunan, limandan bakınca görünen dört küçük adaya Frioul Adaları deniyor. Adalardan kıyıya en yakın olanı If Adası’dır ve üstünde If Kalesi bulunur. İf Kalesi’nin Marsilya tarih ve kültüründe çok önemli yeri vardır. Kale 1531’de Fransa Kralı I. François tarafından şehri denizden gelen saldırılara karşı korumak amacıyla inşaa edilmiştir. Fakat kale şehri koruma amacının yanında yüzyıllar boyunca kraliyet karşıtlarına, devrimcilere ve Hristiyanlık karşıtlarına yönelik hapishane ve işkencehane olarak kullanılmıştır. 19. yüzyılın ünlü Fransız macera romanları yazarı Alexandre Dumas‘ın ünlü Monte Kristo Kontu romanının baş kahramanı Edmond Dantes romanda bu kaleye hapsedilmişti.
Limandan kalkan teknelerle İf Kalesi’ne gidebilir, giri bileti alark gezebilirsiniz. Hapishane olarak kullanılan kalenin içinde farklı özellikteki hücreleri (bazıları çok küçük ve karanlık iken zenginlerinki yüksek tavanlı ve şöminelidir) görebilir, 360 derecelik keyifli bir körfez manzarası için kuleye çıkabilirsiniz. Ayrıca içeride Monte Kristo Kontu ile ilgili gösterimler de vardır.
Bu adalar Alp Dağları’ndan esen sert Mistral rüzgarları ve kavurucu güneş ışınları sebebiyle mikroklima iklime sahiptir. Bu ekstrem doğa özellikleri sebebiyle ile Fransa’nın en kurak toprak parçalarından biridir.
8- Course Julien
Ziyaretçi Bilgileri: Bu bölgeye ulaşmanın en kolay yolu metro M2 hattına binerek Notre Dame du Mont istasyonunda inmek.
Marsiya’da Cihangir / Çukurcuma tadında bir yer ararsanız ilk adresiniz bohem Julien Caddesi olmalı. Vieux Port’dan çok da uzak olmayan, 20 dakikalık bir yürüyüşle, bir tepede kurulmuş olan Julien semtinin ana caddesi Course Julien’e ulaşabilirsiniz. Alternatif barlar, kafeler, kitapçılar, eskiciler, müzik dükkanları, rengarenk grafittiler Course Julien’in genç ve kozmopolit atmosferinioluşturan öğelerdir. Course Jullien’de, belediyenin de desteği ile grafitti sanatçıları neredeyse boş bir duvar bırakmamış. Biraz dükkanları dolaştıktan sonra bir açık hava kafesinde oturup Cezayir usulü naneli çay içmeden hatta Cezayirli Müslümanlarla bir sohbete girmeden de ayrılmayın deriz. Öğleden sonra siesta olduğunu ve dükkanların kapandığını da hatırlatalım.
9- Unite d’Habitation Binası
Ziyaretçi Bilgileri: The Radiant City, 280 Boulevard Michelet. Metro ile M2 hattı (Rond Point du Prado Durağı) veya 21 numaralı otobüsten indikten sonra 15-20 dakika yürüme mesafesinde. Binanın içi sadece özel ücretli turlarla gezilebilir.
Unite de Habitacion veya Radiant City olarak bir apartman bloğudur ve brutalist mimarinin dünyadaki ilk örneğidir. İsviçre asıllı Fransız mimar Le Corbusier tarafından Marsilya’da ortaya konulmuş ve buradan dünyaya yayılmıştır bir toplu konut biçimidir. Marsilya’daki ilk örnek yapı 1946’da Marsilya’nın kuzeyinde, 18 katlı ve 1800 kişi barındıran, 337 daireli La Cite Radieuse‘tur. Bu yapıların özelliği hücre biçimli dairelerden oluşması ve bu devasa ve modern tarzdaki toplu konutların içinde mağazalar, spor tesisleri, sağlık merkezi, otel, eğitim birimleri ile terasında havuz ve yeşil alan gibi ortak kullanım alanlarının yaratılmış olmasıdır. La Cite Radieuse’un için ancak özel turlarla gezilebilir.
10 – Şehir Tarihi Müzesi (Musee d’Historie de Marseille)
Ziyaretçi Bilgileri: Adres; 2 Rue Henri-Barbusse, Marseille, Pazartesi günleri, 01.01, 01.05, 01.11, 25.12, 26.12 tarihlerinde kapalıdır. Giriş ücreti 5 €.
Burası Marsilya gezilecek yerler listesinde bizim tarihimizle Marsilya tarihini buluşturan biricik ve en özel yerdir. Vieux Port bölgesinde, Canabiere Caddesi‘nden az içeride kalan Centre Bourse alışveriş merkezinin arkasında kalan bu müze hem açık hem kapalı alana sahiptir. Müzede Foçalı İyonya’lıların kurduğu antik şehirden Ortaçağ’a dek çağlar boyunca Fransa’nın en eski şehri olan Marsilya’nın tarihi tanıtılıyor ve bir çok değerli parça sergileniyor. Aynı zamanda müzeye girmeden de görebileceğiniz açık alanda (Jardin des Vestiges) Antik Massalia şehrinin MÖ 3. yüzyıldan kalan ilk kalıntılarını yerinde görebilirsiniz.
11 – Saint Victor Manastırı (Abbaye Saint Victor)
Ziyaretçi Bilgileri; Saint Victor Abbey, 3 rue de l’Abbaye. Vieux Por’un güney kısmında, limandan yürüyerek 15-20 dk. Otobüs; 82, 82 S, 83, 60, 55, 61, 80. Ziyaret saattleri.
Aziz Victor Manastırı, 5. YY’dan kalmadır ve Fransa’nın en eski manastırıdır. Manastırın yerinde daha önce yerinde Helenistik dönemden kalma bir taş ocağı ve mezar yeri ile yine Hristiyan dönemden kalma bir mezarlık bulunuyordu. Fransa’nın en önemli azizi sayılan Aziz Victor 301 yılında manastırın olduğu yerde Romalılar tarafından burada öldürülmüştür. Bu sebeple Hristiyanlar 440‘ta onun anısına bir manastır inşaa ettiler. Sarazenler olarak adlandırılan Müslümanlar tarafından yıkılan bu manastır 11. Yüzyıl’da tekrar inşaa edilerek Fransa’nın en prestijli dini merkezi olmuştur. 1361 yılında Papa Avignon’lu 5. Urban tarafından genişletilmiş, etrafı duvarlarla çevrilmiş ve bugünkü halini almıştır. 1739’da Fransız Devrimi sırasında ise manastırdaki kutsal emanetler yakılıp yıkılmış, altın ve gümüş eşyalar eritilip paraya çevrilmiş, bina da depo ve hapishane olarak kullanılmıştır. Buna rağmen içeride hala birçok kutsal emanet, sarkofajlar, freskler, 12. Yüzyıl’dan kalma Kutsal Siyah Meryem Heykeli ve kript bölümü gibi değer bir çok eser vardır.
12 – Cathedrale de la Majore (Büyük Katedral)
Cathedral de la Majore, ya da Türkçesi ile Büyük Katedral lokasyonu ile sizi şaşırtabilir. Katedraller dünyanın bir çok şehrinde şehir merkezinde iken burada merkezden uzaktadır. Bu arada sanılanın aksine Notre Dame de la Garde Kilisesi Marsilya’nın katedrali değildir. Marsilyalıların kısaca Nouvelle Major veya La Majore olarak ifade ettikleri Marsilya Katedrali, Vieux Port’tan 20 dakika yürüme mesafesinde, Le Panier semtinin denize bakan diğer tarafındadır. La Mayore Katedrali’nin bitişiğinde bir küçük kilise daha göreceksiniz. Bu da Marsilya’nın eski katedralidir ve 12. YY’dan kalma Provansal Romanesk tarzdadır. Eski katedralin yerinde ise daha önce 5. YY’dan kalma başka bir kilise bulunuyormuş. Bu en eski kilisenin bazı kısımlarını küçük katedralin içinde hala görebilirsiniz.
Bugünkü katedralin inşaa emri dönemin Kralı Napolyon Bonapart tarafından, 1852 yılında nüfusun çok artması ve eski katedralin yetersiz gelmesi sebebi ile verilmiştir. Romanesk, Bizans ve Gotik tarzları bir araya getiren 3000 kişi kapasiteli (dünyanın 6. büyük kilisesi) yapının mimarı Henri Esperandieu‘dur ve inşaat 1896’da tamamlanmıştır.
13- Saint Vincent de Paul “Reform” Kilisesi
Adres; 8 cours Franklin Roosevelt
Etkileyici neo gotik kuleleri ile Canabiere Caddesi‘nin en üst kısmındaki bu 19. yüzyıl kilisesi buradan geçerseniz ilginç ve vurucu mimarisi ile mutlaka dikkatinizi çekecektir. Her sene Kasım ayının son pazarı Santon zanaatkarlarının ayini bu kilisede yapılır. Kapısı bronzdur.
- Marsilya’da Gezilecek Yerler
- Paris’te ve Marsilya’da Türkçe rehber