Last Updated on 2 March 2024 by TT
Roma’da Gezilecek Yerler
Roma’da Gezilecek Yerler; Roma şehri yüzyıllar boyunca Avrupa, Afrika ve Asya kıtalarına yayılmış olan dünyanın en büyük ve en güçlü imparatorluğunun başkenti olarak bir iki günde hakkıyla gezilebilecek bir şehir değildir. Şehir içinde bağımsız bir ülke konumundaki Vatikan ve müzelerini de gezmeden dönülmeyeceği için Roma için en az 3 gün ayırmanız tavsiye olunur. Gezinizi Kolezyum, Aşk Çeşmesi, Panteon, Vatikan ve İspanyol Merdivenleri ile sınırlandırıp bir gününüzü de Vatikan’a ayırırsanız iki gün de yeterli gelebilir.
- Roma’da Türkçe özel rehber
- Vatikan’a Sıra Beklemeden Girin
- Uygun Fiyatlı, Merkezi Roma Otelleri
- Roma’dan Günübirlik Napoli-Pompei Turuna Katılın
Roma’nın tarihi yerleşimi bir kaç bölüme ayrılır. Bu üç bölgeden Kolezyum Bölgesi‘nde’ “Kolezyum Amfi Tiyatrosu, Capitolin Tepesi ve Roma Forumu” gibi şehrin en ilgi çekici Roma Dönemi eserlerini ziyaret edebilirsiniz. Kolezyum Bölgesi’nin etrafındaki daha geniş ikincil bölge Eski / Tarihi Roma‘dır. Eski Roma’da gezilecek yerlerin başında ise “Panteon, katedraller, meydanlar ve Rönesans” yapıları gelir. Diğer bir gölge ise Tevere Nehri’nin karşı kıyısında kurulmuş olan ve göreceli daha yeni bir yerleşim olan Trastevere Bölgesi‘dir.
Roma’da Gezilecek Yerler Listesi
Aşağıdaki önem ve tavsiye sırasına göre hazırladığımız Roma’da gezilecek yerler listesi gezi programınızı yaparken size yardımcı olacak;
1- Kolezyum (Colosseum)
Kolezyum Roma’nın en önemli turistik cazibe noktalarının başında gelir. İnşaası Flavian Hanedanlığı’ndan Roma İmparatoru Vespasian tarafından MS 72 yılında başlamış ve oğlu İmparator Titus tarafından MS 80’de bitirilmiştir. Eliptik formdaki bu amfitiyatro 50 kişi kapasitelidir. Kolezyum tarihte sayısız gladyatör dövüşlerine, halka açık idamlara, türlü eğlencelere ve oyunlara sahne olmuştur. Sağlam ve büyük taşlarla inşaa edilen Kolezyum Roma İmparatorluğu içindeki en büyük amfitiyatro idi. Roma İmparatorluğu’nun mimarideki en büyük eseri olarak görülür. Kolezyum biletinizi buradan alarak sıra beklemeden girebilirsiniz. Kolezyum ile ilgili detaylı bilgi.
2- Vatikan Müzeleri ve Sistin Şapeli
Vatikan Müzeleri’nde sergilenen eserler 16. YY’da Papa II. Julius‘un heykel koleksiyonu ile başlamıştır. Bugün Vatikan’ın bir kaç müze vardır ve bu müzelerde dünyanın en önemli bazı sanat eserleri ile kutsal emanetler sergilenmektedir. Müzede gezilecek yerler arasında spiral merdivenler, Rafael Galerileri ve duvarları gözalıcı biçimde süslenmiş olan Sistine Şapeli mutlaka görülmelidir. Bu şapelin duvarlarını ve tavanlarını 1508 – 1512 yılları arasında Michelangelo resmetmiştir. Bugün tavan süslemeleri ve özellikle de Mahşer Günü (Last Judgement) tasvirleri Michelangelo’nun en değerli ve ustalık dönemi çalışmaları olarak tanımlanır. İçeriye giren ziyaretçi kalabalığını kontrol altında tutmak için müzelerin içinde 4 farklı gezi rotası vardır. Bu rotaların süresi 1.5 saat ile 5 saat arasında değişir. Bütün rotaların bitiş noktası Sistine Şapeli’dir. Vatikan Müzelerine girişte çok uzun bilet kuyruğu olduğu için Vatikan Müzesi Biletinizi buradan alabilirsiniz. Vatikan Müzeleri ile ilgili daha fazla bilgi
3- San Pietro Bazilikası
San Peter Bazilikası Katolik dünyasının merkezi olarak dünyanın en önemli dini yapılarının başında gelir. 120 metre iç tavan yüksekliği ile içine roketleri ile birlikte bir uzay mekiğini ya da New York Özgürlük Anıtı’nı sığdırabilecek hacimdedir. Bazilikanın inşaa edildiği nokta Hz İsa’nın 12 Havarisi’nden biri olan Aziz Petrus‘un öldürüldüğü ve gömüldüğü yerdir. Bazilikanın inşaası 1506‘da başlamış ve 1615‘te bitmiştir. Döneminin en ünlü ve yetenekli mimar ve sanatçıları bazilikanın iç ve çevresinin tasarımında çalışmıştır. Kubbesi Michelangelo, meydanı ise Bernini tarafından tasarlanmıştır. San Pietro Bazilikası
4- Panteon
Panteon dünyadaki en iyi korunmuş Roma yapılarından biridir. MS 126‘da tüm Roma tanrılarına adanmış bir tapınak olarak inşaa edilmiştir. Panteon 7. YY’dan itibaren bir Roma Katolik Kilisesi olarak işlev görmüştür. Girişinde dışarıda göreceğiniz muhteşem sekiz devasa sütun granitten ve Korint tarzında inşaa edilmiştir. 2000 yıllık yaşına rağmen sapasağlam ayakta duran ünlü kubbesi dünyanın desteksiz ayakta durabilen en büyük kubbesidir.Panteon’un İmparator Marcus Agrippa‘ya özel bir tapınak olarak yapıldığı düşünülmektedir. Yapı 2. YY’da İmparator Hadrian tarafından tekrardan inşaa edilmiştir. Giriş ücreti yoktur.
5- Aşk Çeşmesi (Trevi Fountain)
1762’de mimar Nicola Salvi tarafından tamamlanan bu dünyaca ünlü barok çeşme mitolojik triton tasvirleri arasında denizler tanrısı Neptün’ün heykel kompozisyonundan oluşuyor. Trevi Çeşmesi’nin bulunduğu nokta Roma’ya su getiren antik su kemeri Aqua Virgo‘nun son bulduğu yerdir. Bulunduğu yer üç yolun kesişim noktasında olduğundan çeşmeye “Üç Yol” anlamına gelen (Tre Vie) Trevi Çeşmesi ismi verilmiştir. Çeşmeye Aşk Çeşmesi denmesinin sebebi başrolde Anita Ekberg ve Marcello Mastroianni’nin oynadığı, Fellini‘nin ünlü filmi Dolce Vita (Tatlı Hayat) filminin bazı sahnelerinin burada geçmesi sebebi iledir. Fimlim gösterildiği tarihten itibaren çeşme Roma’nın en ünlü turistik noktalarından biri olmuştur. Efsaneye göre çeşmenin havuzuna para atan kişi tekrar bir gün Roma’ya geri dönecektir. Giriş ücreti yoktur.
6- İspanyol Merdivenleri
135 basamaklı anıtsal bir görünümü olan bu merdiven İspanyollar değil Fransızlar tarafından 1721-1725 yılları arasında inşaa edilmiştir. İnşaa amacı bugün hala aynı yerinde duran, aşağıdaki İspanyol (Burbon) Konsolosluğu ile merdivenin üst katındaki Fransız Kilisesi’nin İtalya’daki temsilcisi Trinità dei Monti Kilisesi‘ni birbirine bağlamaktır. Merdivenler günün her saati turistlerin ve Romalı gençlerin toplanma yeridir. Her sene Mayıs ayında İspanyol Merdivenleri pembe açelyalarla süslenir. Merdivenlerin alt bitiş yeri İspanyol Meydanı (Piazza di Spagna) olarak anılılır. Meydanın ortasındaki ünlü barok dönem mimarı Bernini‘nin bir eseri olan Sandal Havuzu (Fontana della Barcaccia) ile dikkat çeker.
7- Roma Forumu
Palatine Tepesi ile Capitoline Tepesi arasındaki düzlükte yer alan Roma Forumu (Forum Romanum) yüzyıllar boyunca Antik Roma’nın kalbi ve şehir merkezi olmuştur. Zafer kutlamaları ve kortejleri, seçimler, halka hitaben yapılan konuşmalar ve şehirdeki ticari faaliyetlerin hayat bulduğu yer bu forum alanı idi. Çoğu yıkık olan Roma Forumu bugün baktığınızda dağınık bir şekilde geniş bir alanı kaplar. İlk bakışta hala ayakta olan Septimus Severus, Titus Zafer Takı ile bazı sütunları ayakta olan Antoninus Pius ve Faustina Tapınağı ve Satürn Tapınağı dikkatinizi çekecektir.
8- Navona Meydanı
Roma’nın Eski Şehir içindeki en büyük ve önemli meydanlarından biridir. Navona Meydanı 15. YY’ın sonunda bir zamanlar burada varolan Domitian stadyumunun üzerine inşaa edilmiştir ve bu sebeple meydan hala aynı hipodrom formunu korumaktadır. Bu stadyum MS 86‘da Roma İmparatoru Domitian tarafından yapılmıştı. Kapladığı yer bakımından Kolezyum’dan daha büyüktü ve kutlamalar ile spor karşılaşmaları bu stadyumda yapılıyordu. Bugünkü meydanı çevreleyen binalar seyirci oturma yerlerinin üzerine inşaa edilmiştir. Meydan üç güzel çeşme tarafından süslenmiştir. Bu çeşmelerin en ünlüsü meydanın ortasında duran Bernini‘nin yaptığı çeşmedir. Bu çeşme ortaçağda dünyanın bilinen dört büyük nehrini simgelemektedir. Navona Meydanı, kafeleri, dondurmacıları, dükkanları ve sokak göstericileri ile çok popüler bir meydandır.
9- Sant Angelo Kalesi
Aziz Angelo Kalesi (Castel Sant’Angelo) Roma İmparatoru Hadrian tarafından kendisine ve ailesine mozelyum olması için yaptırılmıştır. MÖ 123‘te inşaa edilen yapı daha sonra papalar tarafından kale olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sant Angelo Kalesi yüzyıllar boyunca Roma’nın en yüksek yapısı olarak kalmıştır. Bir çok Roma imparatorunun külleri buraya gömülmüş fakat 410 yılındaki Vizigot işgali sırasında içerideki herşey yakılıp yıkılmıştır. Kale aynı zamanda yüzyıllarca hapishane olarak da kullanılmıştır. Roma’ya kaçırılan Cem Sultan da papalar tarafından Sant Angelo Kalesi’nde tutulmuştur. Kale bugün müzedir. Melekler ve Şeytanlar filimin sahneleri burada çekilmiştir.
10- Victor Emmanuel II Anıtı
Birleşik İtalya’nın ilk kralı Victor II. Emmanuel adına dikilen bu devasa anıt Roma’nın en önemli meydanı sayılan Piazza Venezia (Venedik Meydanı)’dadır. Romalılar oldukça abartılı görünen bu anıta renkleri ve görünümü sebebi ile “düğün pastası” lakabını takmışlardır. Dışarıdan belli etmese de anıtın içinde pek çok oda ve bölümler vardır. Anıt 1885-1925 yılları arasında Giuseppe Sacconi tarafından tasarlanmıştır. İçinde birisi “İtalya’nın birleşmesine” diğeri de “göç eden İtalyanlar”‘a adanmış olan iki daimi müze vardır. Ayrıca geçici sergilerin olduğu bölümler de vardır. Victor Emmanuel Anıtı’nın Roma’nın en güzel eserlerinden biri olarak bilinmesinin yanında tepesinden çok güzel bir manzara da vardır.
11- Campo de Fiori
Campo de Fiori, Roma’da gezilecek yerler arasında genellikle pek sayılmaz. Navona Meydanı’nın güneyinde ve yakınında dikdörtgen biçimli bir meydandır. Meydan gün içinde pazaryeri olarak, akşamları da üniversite öğrencileri ve turistlerin eğlence mekanı olarak kullanılır. Kelime anlamı “Çiçek Tarlası” anlamına gelir ve bu isim ortaçağda burası kırlık bir alanken verilmiştir. Bugünkü pazaryeri oldukça hareketlidir, özellikle de pazar günleri dışında her sabah kurulan meyve sebze pazarı sırasında. Buradan taze sebze meyve, balık, et, çiçek ve baharat alışverişi yapabilirsiniz. Meydanın çevresinde alışveriş sonrası yemek yemek ve dinlenmek için kafeler ve restoranlar vardır.
12- Aziz Petrus Meydanı
Vatikan’ın içindeki Aziz Petrus Meydanı Roma’nın en ünlü meydanıdır. Yüzbinlerce katolik bu meydanda Papa’nın mesajlarını dinlemek için toplanır. 17. YY’da Bernini tarafından tasarlanan meydan eliptik bir formdadır ve iki taraftan Aziz Petrus Bazilikası’nın dış sütunları ile çevrilidir. Sütunların üzerine heykeller konulmuştur. Meydanın ortasında Roma İmparatoru Agustus zamanında Mısır’dan getirtilmiş olan bir dikilitaş vardır.
13- Santa Maria Maggiore Bazilikası
Bu kilise Roma’da gezilecek yerler arasında en önemli dini yapıların başında gelir. 4. YY’da inşaa edilen Santa Maggiore yani “Büyük Hz. Meryem Bazilikası” Roma’daki en önemli katolik kiliselerden biridir. Çok eski görünmeyen ön fasadı henüz 18. YY’da inşaa edilmiş olmasına rağmen içeride Roma’nın en iyi korunmuş Bizans eserlerini görebilirsiniz. 5 Ağustos’ta Roma’da bulunanlar Kar Mucizesi kutlamalarına katılabilir. Bu özel gün kubbeden kilisenin içine binlerce beyaz çiçek yaprağı yağdırılarak kutlanır.
Güncel giriş bilgileri için; Santa Maria Maggiore Bazilikası
14- Borghese Galerisi
Borghese Galerisi 17 YY’da Kardinal Sciopione tarafından parti evi olarak yapılmıştır ve bugün bir sanat galerisidir. Papa V. Pavlus’un yeğeni olan kardinal aynı zamanda Roma’da sanat işlerinden sorumlu idi. Bugünkü müzede tablolar, heykeller, antikalar başta olmak üzere başta olmak üzere kardinale ait geniş bir koleksiyon sergilenir. Heykel koleksiyonu son derece etkileyici ve zengindir. Müzede mutlaka görülmesi gereken eserler arasında Titian tablolarını, Bernini heykellerini ve Milli Müzeye ait müzikal enstrümanları sayabiliriz.
Güncel ziyaret bilgileri için; Galleria Borghese
15-San Giovanni Laterano Bazilikası
San Giovanni Laterano Bazilikası Roma’nın en önemli dört bazilikasından biridir. Kilise Vaftizci John (Vaftizci Yahya) ve Avanjelist John (Havari Yohanna)‘a adanmıştır. Kilise aynı zamanda hem Roma başpiskoposunun hem de papalığın Roma’daki ana katedralidir. Bu kilisenin Roma’da inşaa edilen ilk kilise olduğu düşünülmektedir. Kilisenin dış cephesi diğer kiliseler kadar göz alıcı değilse de içerisi sütunlar, mozaikler ve duvar resimleri ile çok güzel dekore edilmiştir.
16- Palatino Tepesi
Palatino Tepesi Roma’nın 7 tepesinden biridir. Roma’nın ilk kuruluş mitolojisinde anlatılan efsanelere göre Romus ve Romulus kardeşler kendilerini bir çoban buluncaya dek bir kurt tarafından bu tepede beslenip büyütülmüşlerdir. Bu hikaye doğru olsa da olmasa da Roma şehrinin ilk burada kurulduğu bilinmektedir. Palatine kelimesi “saray” anlamına gelir. Romanın ilk yerleşiminin ve saraylarının bu tepe üzerine kurulmasından dolayı bu isim verilmiştir. İleri dönemlerde büyük saraylar inşaa edildiği için ilk yerleşimin izlerinden günümüze çok az şey kalmıştır.
17- Capitoline Müzeleri
Roma’nın en önemli müzelerinden biri lan Capitoline Müzeleri’nin binaları 1536’da Michelangelo tarafından tasarlanmıştır. Müzenin bugünkü haline gelmesi 400 yıllık bir süreçtir. Bu muhteşem sanat ve arkeoloji koleksiyonu 15. YY’da papalığın eser bağışları ile başlamıştır. Müzenin girişi Capitoline Tepesi’nin üzerindeki Campidoglio Meydanı‘ndandır. Müzede aynı zamanda ortaçağ ve rönesans sanat eserleri, eski Roma heykelleri ve mücevherleri de sergilenmektedir.
Güncel ziyaret bilgileri için; Musei Capitolini
18- San Clemente Bazilikası
Kolezyum’dan bir kaç blok mesafedeki bu kilise 12. YY‘da, 4. YY’dan kalma bir kilisenin üzerine inşaa edilmiştir. Bu eski kilisenin yerinde de daha önce bir Roma tapınağı bulunuyordu. Bazilikanın en önemli özelliği içindeki göz alıcı freskleri ve mozaikleridir. Girişin ücretli olduğu kilisenin iki kat altında Roma döneminden kalma Roma tapınağının kalıntılarını da görebilirsiniz.
19- Ostia Antica
Ostia Antika ya da Türkçesi ile “Eski Nehir Ağzı” önemli bir arkeolojik sit alanıdır ve Roma’nın antik limanıdır. Bu bölge Roma’nın dışında ve 30 km mesafede olup Tevere Nehri‘nin denize döküldüğü yerdir. Bu antik şehrin kalıntıları oldukça iyi korunmuştur, aralarında MÖ 4. YY’a dek uzanan yapılar görülebilir. Ostia Antica’da bu eski binalardaki freskler ve mozaikler, antik umumi tuvaletler ve sosyal toplanma alanı olan hamam kalıntılarını görmek ilginizi çekebilir.
20- Santa Maria Trastevere Kilisesi
Santa Maria Trastevere Roma’daki en eski kiliselerden birisidir. Bazı tarihçilere göre Roma’da ilk inşaa edilen kilise budur ve tarihi MS 4. YY’a dayanır. Kilisenin 12. ve 13. YY’lardan kalma gözalıcı mozaikleri vardır. Kilise yıllar içerisinde restore edilip genişletilmiştir. Kilisenin bulunduğu yer Tiber Nehri’nin karşı kıyısı olan popüler Trastevere semtinde küçük bir meydandadır.
21- Popolo Meydanı
Roma’da gezilecek yerler arasındaki iki önemli meydandan birisidir. Popolo kelimesi “halk” anlamına gelir. Bu oval ve büyük meydan Roma’nın en önemli üç meydanından biridir ve Roma İmparatorluğu döneminden bu yana varlığını sürdürmektedir. Popolo Meydanı, tarihte Roma’dan kuzeye çıkan en önemli yolun başlangıç noktası idi. Meydanın üzerinde üç kilise ile ortasında bir Mısır dikilitaşı yer alır. Meydanın kuzeye bakan tarafındaki büyük kapısı (Porta del Popolo) Flaminia Caddesi‘ne açılır. Bu cadde Roma’yı Adriyatik sahilleri ile buluşturan yolun başlangıcıdır.
22- Milli Roma Müzesi
Roma tarihini, mirasını ve kültürünü daha derinden tanımak ve içinize çekmek istiyorsanız Milli Roma Müzesi’ni (Museo Nazionale Romano) kaçırmayın. Fakat müzede sergilenen eserlerin hepsi aynı binada bulunmuyor. Diğer binalar şehrin farklı semtlerindedir. Kehribar, Roma el sanatları ve mücevherler muhteşem bir müze olan Repubblica Metrosu yakınındaki Palazzo Massimo alle Terme‘de…mermer ve heykel sanatları Navona Meydanı yakınındaki Palazza Altemps‘te sergileniyor. Bu iki müze dışında yine Repubblic Metrosu yakınındaki Roma Hamamı kalıntıları (Diocletian Hamamları) da aynı müze yönetimi altındadır.
Güncel giriş bilgileri (İtalyanca); Museo Nazionale Romano
23- Appian Yolu
Appian Yolu Roma’daki en ünlü antik yoldur ve Roma’yı güney doğu İtalya’daki Brindisi şehri ile birleştirir. Aslında askeri bir yol olan Appian Yolu antik Roma’da denetlemeci olarak görev yapan Appiuc Claudius Caecus‘un ismini taşır. 560 km uzunluğunda taş bir yoldur. Yolun ilk 8 kilometresinde bir çok tarihi eserler görülebilir. Bu eskinin otobanının başlangıç kısımlarında oldukça fazla trafik olsa da bir kaç km sonra yayalar için oldukça güvenli bir hale bürünür.
24- Villa Farnesina
Rönesans çağında Roma’da zenginlerin nasıl yaşadığını merak ediyorsanız Trastevere semtindeki Villa Farnesina’yı ziyaret edebilirsiniz. Villa Farnesina içindeki Rafael tarafından resmedilmiş olan Aşk Tanrısı Eros ile Psyche‘nin mitolojik hikayesini anlatan freskleri ile ünlüdür. Papalığın hazinedarı olan ve 1506’da inşaa edilen villanın sahibi binayı pek çok diğer sanatçıların eserleri ile donatmıştır.
25- Caracalla Hamamları
Caracallas Hamamları Antik Roma’nın en büyük ikinci halk hamamıdır. Hamam kompleks İmparator Caracalla tarafından 3. YY’da politik amaçlarla inşaa ettririlmiştir. İmparator bu sebeple halkın seveceği bir hamam ortaya çıkartmak istemiştir. Sonuçta bu büyük hamam kompleksi 300 yıl boyunca kullanılmıştır. Bakımsızlık, yağmalama ve depremden hasar görmesi gibi sebeplerle bir süre sonra kompleks harabe haline dönmüştür. Fakat büyüklüğü ve akıllı tasarımı ile hamam kalıntıları hala ziyaretçileri hayranlık içinde bırakır.
* Bu blog sitesi üzerinden seyahat acentacılığı hizmetleri verilmemektedir. Sorumluluk Reddi, Gizlilik İlkesi, Kullanıcı Sözleşmesi sayfamıza giderek kullanım şartlarını buradan okuyabilirsiniz.