Last Updated on 28 January 2024 by TT
Mayorka’da Gezilecek Yerler
Mayorka’da gezilecek yerler; Mayorka Adası İspanya’nın 17 otonom bölgesinden biri olan Balear Adaları‘na bağlıdır. Büyüklük olarak bizim Rize ilimiz veya Van Gölü büyüklüğündedir (3640 Km2). Adanın bir kısmı düzlük ve engebeli kuzey batı kısmı ise dağlıktır. Bu dağlara Tramuntanya Dağları denir ve en yüksek noktası 1445 metre yüksekliktedir. Mayorka Adası sıcak akdeniz ikliminde olmasına rağmen kış aylarında bu dağın zirvesinde kar görülebilir.
Mayorka Adası’nın nüfusu 870.000‘dir. Bu nüfusun büyük kısmı (400.000) başkent Palma de Mallorca’da yaşar. Adada Palma de Mallorca ile boy ölçüşecek başka büyük şehir yoktur. İkinci büyük şehri Manacor‘un nüfusu 40.000’dir.
- Mallorca’nın en güzel plajları için tıklayın.
Mayorka’nın geçim kaynağı büyük oranda turizmdir. Günümüzden 100-150 yıl önce başlayan ilk turizm hareketi bugün yıllık 10 milyon ziyaretçiye ulaşmıştır. Gelen turistin yarısını Almanlar ve İngilizler oluşturur. Türkiye’den kayda değer bir ziyaretçi volümü yoktur. Özellikle 1950’lerden itibaren kesintisiz biçimde turist geldiği için Mayorkalılar için turizm çok önemlidir. Geçmişte çok ekonomik sıkıntı çekmiş olan Mayorkalılar bunun değerini bilirler ve turiste son derece dürüst ve yardımsever davranırlar.
Mayorka’nın iklimi tahmin edeceğiniz gibi tam bir Akdeniz iklimidir. Yaz aylarında sıcaklık 40 dereceye dek ulaşırken kış ayları ılıman geçer. Kar yağışı olmaz ve sıcaklık hiç bir zaman 5-6 derecenin altına düşmez. En yağmurlu zamanı Ekim ile Ocak ayları arasıdır.
Mayorka’da Gezilecek Yerler Listesi
Mayorka sadece plaj ve kum tatili yapabileceğiniz bir yer değildir. Tarihe ve kültüre meraklıysanız gezilecek bir çok yer var. Bu yerlerin çoğu adanın merkezi olan Palma de Mallorca şehrindedir. Mallorca’da gezilecek yerleri önem ve tavsiye sırasına göre sizin için aşağıda listeledik;
Mayorka’da gezilecek önemli yerler
1- Palma Katedrali “La Seu”
Adres: Plaça de la Seu, Palma de Mallorca, İspanya. Giriş Ücreti; 9 €.
Palma Katedrali Mayorka’da gezilecek yerler arasında en önemli olanıdır. İspanya’daki katedraller içinde mimari açıdan önemli bir yere sahiptir. Azametiyle, yüksekliğiyle ve deniz kıyısına yapılmış olması olması sebebi ile Palma’da “ben buradayım” diye bağıran belki de tek yapıdır. Katedralin yerinde daha önceki müslüman hakimiyetinde inşaa edilmiş olan bir cami bulunuyordu. Aragon Kralı I. Jaime, 1129‘da adayı
Müslümanlar’dan almak için atlı askerleri ile Mayorka Adası’na bir sefer düzenledi. Yolda büyük bir fırtınaya yakalanınınca, sağ kurtulursa karaya ilk ayak bastığı yere büyük bir kilise inşaa edeceğine aht etti. İşte Katedralin olduğu yer I. Jaime’nin karaya ilk ayak bastığı yerdir. Elbette o zaman deniz dolgu alanı olmadığı için Katedral tam denizi üzerine inşaa edilmişti. Deniz kenarında olduğu için Katalanca deniz anlamına gelen “La Seu” olarak da adlandırılan Palma Katedrali’nin bitmesi tam 500 yıl sürdü. Bu yüzden katedral bir çok farklı mimari tarzın birlikteliğinden oluşmuş eklektik bir yapıdadır. Buna rağmen hakim mimari tarz Katalan Gotik tarzıdır. Aynı zamanda Kuzey Avrupa mimarisinden de esintiler taşır. Mayorka Katedrali’nin üç büyük cephesi vardır. En eski cephesi denize bakan Portal de Mirador‘dur. Diğer cephesi ise karşısındaki Alcazar Sarayı’na bakar; bu cephenin adı Portal Mayor (Büyük Kapı)‘dır ve Hz Meryem’e adanmıştır. Bu cephe 1851 depreminde yıkıldığı için bugünkü şekliyle tekrardan inşaa edilmiştir. Bu cephenin kapısı sadece özel günlerde açılır. Üçüncü cephe ise üst kısımdaki cephe olup katedrale günlük giriş kapısı buradandır. Katedralin içi ihtişamlı ve etkileyicidir. İçeride görülmesi gereken iki önemli sanat eseri vardır. Bunlardan ilki Antoni Gaudi‘nin tasarladığı modernist tarzdaki kanopi (baldeken)dir ve ana altarın önündedir. Diğeri ise yakın zamanlarda Miguel Barcelo tarafından yapılmış olan “doğanın mucizeleri” duvar panosudur.
2- Almudaina Sarayı (Palacio Real de Almudaina)
Giriş Ücreti; 7 € (sesli rehber 3 €). Ziyaret Saatleri; Ekim-Mart 10:00-18:00, Nisan-Eylül; 10:00-20:00. Pazartesi kapalı. Güncel giriş saatler; Almudaina Sarayı
Bu sarayın olduğu yer tarihçilere, tariih öncesi dönemlere dek giden adada ilk yerleşim olduğu yerdir. Romalılar zamanında da aynı yerde “castrum” adını verdikleri bir kale bulunuyordu. 8. YY’da adayı ele geçiren müslümanlar bu kaleyi yıkarak bir bugünkü yapının temellerini oluşkturan bir kale saray inşaa ettiler. Bu sebeple bu saray aynı zamanda “alcazar” olarak da adlandırılır. Alcazar kelimesi Arapça’da kale-saray biçimli yapıları ifade
eder ve köken olarak “al-kasır” kelimesinden gelir. Yani müslüman Mayorka’sı “Mayurga” şehrinin müslüman sultanları 12. YY’dan önce burada yaşıyorlardı. Dışarıdan binaya baktığınızda, kaleyi andıran kuleleri ve atnalı kemerli oryantal mimari tarzı size geçmişiyle ilgili ipuçlarını verecek. Hıristiyan dönemde ise binaya bir çok eklemeler ve değişiklikler yapıldığı için eski saray büyük oranda yok olmuş ve bugünkü halini almıştır. Bugün Almudaina Sarayı, her ne kadar sık sık kullanılmasa da İspanya Kralı’nın Mayorka’daki resmi rezidansıdır ve yazlık saray olarak kullanılır. Kompleks ortada avlusu olan geniş bir alanı kaplar. Denize bakan kısım krala, arkada kalan kısım ise kraliçeye aittir. Ortada ise bir romanesk tarzda bir kraliyet şapeli bulunur. Almudaina Sarayı dışarıdan ziyaretlere açıktır. İçerideki odalarında kralın çalışma odasını, diğer odaları, hem müslüman hem de hıristiyan dönemden izler görebilirsiniz.
3- Loca (La Lotja)
Dışarıdan bakıldığında yarı kilise yarı kaleye benzeyen bu alımlı ortaçağ yapısı 15. YY’dan kalmadır. Bina katedral ile aynı sırada fakat caddenin diğer tarafındadır ve denize bakar. Mimarı Katedralin denize bakan cephesini de inşaa
eden Guillem Sagrera’dır. Loca binası 500 yıl önce önemli bir ticaret merkezi olan Mayorka’nın ipek, baharat ve gümüş tüccarları tarafından inşaa ettirilmiştir. Tarihte depo ve sanat merkezi olarak kullanılmıştır. Bugün ise sanat merkezidir.
4- Bellver Kalesi (Catillo de Bellver)
Palma de Mallorca şehrinin kenarındaki yeşil bir tepe üzerinden kuşbakışı şehre bakan bir kale saray. Kale Mayorka’yı müslümanlardan alan I. Jaime’nin torunu II. Jaime tarafından 1309‘da yazlık saray olarak inşaa
ettirilmiştir. Yapının en önemli özelliği ise silindirik formda olmasıdır. Bu açıdan İspanyanın tek, dünyanın ise üç sarayından biridir. Etrafı su hendekleri ile çevrilidir. 3 küçük ve bir büyük silindirik kulesi vardır. Ortadaki avlusu da daire biçimdedir. Tüm iç bölümleri yarı daire gotik kemerlerle avluya bakar. 18. ve 19. YY’da hapishane olarak kullanılmıştır. Günümüzde arkeoloji ve nümizmatik müzesidir. Bellver Kalesi yaklaşık merkezden uzak (5 Km) ve yüksekte olduğu için yürüyerek gitmeniz tavsiye edilmez.
Güncel giriş saatleri bilgisi; Bellver Kalesi
5- Eski Şehir ve Müslüman Hamamı
Katedralin arkasından doğru başlayan eski şehrin (Barri La Seu) mahallelerinde 1-2 saat geçirmenizi tavsiye ederiz. Az katlı binaları, dar kıvrımlı sokakları, eski taş evler, yaz aylarında gölgeli ve sessiz sokaklarından çok keyif
alacaksınız. Arada sürpriz kafelerde oturup keyifle kahvenizi içebilirsiniz. İspanya’nın müslümanlardan kalan ender hamamlarından biri de Mayorka’nın eski mahallesindedir. Hamama (Baños Árabes) giden yol tabelalarla gösterilmiştir. Düşük bir ücret karşılığı bahçesini ve hamamı da ziyaret edebilirsiniz.
6- Plaça de Cort ve Belediye Sarayı
Katedralden yukarıya doğru 15 dakika yürüdüğünüzde ortasında 1000 yıllık bir zeytin ağacının olduğu “Plaza de Cort” adındaki kalabalık bir meydana geleceksiniz. Meydanda Concell de Mallorca (Mallorca Yönetim Binası), Ayuntamiento (Belediye) ve ortada çok eski bir zeytin ağacı göreceksiniz. Bu ağacın önünde bir fotoğraf çekrimeyi unutmayın.
7- Valldemossa Vadisi ve Köyü
Palma şehrinin 25 Km kuzeyinde bir dağ köyü olan Valldemossa’ya mutlaka gitmelisiniz. Köyün adı Musa’nın Vadisi anlamına geliyor. Köyün adının müslümanlar zamanında burada yaşamış Musa adında bir şahıstan gediği rivayet ediliyor. Valdemossa’nın cazibesi nedir diye soracak olursanız, denizden uzak olup bir köy bu kadar eski,
temiz, estetik olabilir ve kendini sevdirebilir. Tramuntanya Dağları‘nın eteklerinde kurulan köy bir yeni çivi dahi çakılmamış eski taş evlerden oluşuyor. Köyün ortasındaki manastır ve bahçesinde dolaşın, temiz havayı içinize çekin. Bahçenin içinde Chopin‘in bir büstünü göreceksiniz. Çünkü Chopin 19. YY’da piyanosunu da yanına alarak bu köye gelip yerleşmiş ve bir yıl kadar sevgilisi ile Valldemossa’da yaşamıştır. Hastalığı sebebi ile doktorları kışı ılıman ve bol oksijenli bir yerde geçirmesini tavsiye etmişler. Manastırın hemen arkasında ortaçağdan kalma Sancho Sarayı da ilginizi çekebilir. Burası aynı zamanda Chopin adına müze olarak (Museo de Chopin) düzenlenmiştir. Valldemossa Köyü’nün ana caddesi hediyelik eşya dükkanları ve kafelerle doludur. Huzur dolu bu köyde en az bir kaç saat geçirebilirsiniz. Yalnız tüm İspanya’da ve Mayorka’da olduğu gibi burada da yankesicilere dikkat.