Last Updated on 7 April 2022 by TT
Paris’te Gezilecek Yerler
Paris’te Gezilecek Yerler; Fransa’nın başkenti Paris, Türklerin yurtdışı seyahatinde ilk tercih ettiği gezilecek yerlerin başında geliyor. Muhtemelen siz de bu yazıyı okuduğunuza göre Paris’e bir gezi yapmayı düşünüyorsunuz. Paris’le ilgili bazıları klişe olmuş o kadar çok söz var ki, sonuçta hepimizin şehirler ilgili bir fikri ya da imajı var. Mesela “Paris’te aşk başkadır” ya da Napolyon’un söylediği gibi “dünyanın en güzel şehri”… fakat dünya artık o kadar değişti ki bu önermelerin doğruluğunu ancak siz gittiğinizde anlayacaksınız. Herşeye rağmen Paris gezilecek yerler açısından dünyanın en zengin bir kaç şehrinden birisidir. Şehir, Paris’in minik boğazı diyebileceğimiz ve dolanarak ortasından geçen Seine Nehri‘nin iki yakasına kurulup genişlemiştir. Evet sadede gelelim diyecek olursanız hemen Paris’te gezilecek yerler içinde en önemli olanlarını saymaya başlayalım, gerçi siz de bunların bir kısmınız zaten gözü kapalı sayabilirsiniz; Eyfel Kulesi, Louvre Müzesi, Orsay Müzesi, Şanzelize (Champ Elysees) Bulvarı,, Notre Dame Katedrali ve Seine Nehri Turu…işte bu 6 yer dünya yıkılsa görmeden, yapmadan dönmemeniz gerekenler. Fakat saydığımız Paris’te gezilecek yerler beni kesmez, daha fazlasını isterim diyorsanız hemen aşağıdaki listeye göz atmanızı öneriyoruz.
Paris’te Gezilecek Yerler Listesi
1- Eyfel Kulesi
Bazılarının demir yığını diyerek dalga geçtiği Eyfel Kulesi Paris’in bir numaralı sembolü, dahası dünyanın en meşhur anıtlarının başında geliyor. Evet bu anıt gerçekten bir demir yığını ve siz onun ne kadar ihtişamlı ve zamanına göre nasıl inanılmaz bir hayal gücü ile tasarlandığını ancak yanına gittiğinizde idrak edebiliyorsunuz. Yapıldığı yıllarda bir çok sanatçı tarafından “dev metal bir ucube” olarak lanetlenmesini ancak sanatçı kıskançlığı ile açıklayabilirsiniz. Eyfel Kulesi Alexandre-Gustave Eiffel tarafından, Fransız Devrimi’nin 100. yılına denk gelen 1889’deki Paris Dünya Fuarı için tasarlandı. Kule 15.000 çelik parçanın 2.5 milyon perçinle bir araya getirilmesi ile inşaa edilmiş. Bu yenilikçi yapı hala dünya mimarlık tarihinin
başyapıtlarından sayılır ve Paris’in en çok ziyaret edilen anıtıdır. Anıtın resmini Trocadéro Bahçesi‘nden ve Champs de Mars Meydanı’ndan en uygun mesafede fotoğraflayabilirsiniz. Kulenin yüksekliği 307 metredir ve New York Empire States Binası inşaa edilene dek dünyanın en yüksek yapısı idi. Asansöre binmek istemeyen ziyaretçiler 57 metredeki ilk kata çıkmak için 360 basamaklı merdiveni kullanabilir. Sonraki kata (115 metre) çıkmak için ise bir 344 basamak daha çıkmanız gerekiyor. Baş döndürücü, 276 metre yükseklikteki en zirve katına çıkmak ise ancak ikinci kattan bineceğiniz son derece keyifli bir asansör çıkışı ile mümkün. En zirveden Paris manzarası gerçekten muhteşem. Gurme tarzı bir yemek yemek isteyenler olursa ikinci katta Michelin yıldızlı bir restoran sizi bekliyor. Ya da daha uygun fiyata yine muhteşem manzaralı çok güzel bir restoran olan 59 Tour Eiffel‘de de ister öğle yemeğinizi ister akşam yemeğinizi alabilir hem de kuleye sıra beklemeden çıkabilirsiniz. Eyfel Kulesi ile ilgili daha fazla bilgi için “Eyfel Kulesi’ne Çıkış” ve “Eyfel Kulesi” sayfalarımızı ziyaret edebilirsiniz.
2- Louvre Müzesi
Paris gezilecek yerler listesinin en önemli müzesi Louvre Müzesi’dir. Bir zamanlar Fransa krallarının sarayı olarak kullanılan Louvre bugün dünyanın en zengin sanat müzesidir. Giriş ana meydanın (avlu) ortasındaki cam piramitin içindendir. Bu piramit 1917’de mimar Ieoh Ming Pei tarafından tasarlanmıştır. Yüksek sezondaki bilet kuyruklarından kaçınmak
için biletinizi buradan önceden alıp beklemeden girebilirsiniz. Louvre Müzesi’nde antik çağlardan ortaçağa ve 15.-19. YY Avrupa resmine dek 30.000’den fazla eser vardır. Bunların tamamını bir günde ya da bir seferde görmek maalesef mümkün değil bu yüzden ya birden fazla gün gelmeniz, ya da önemli eserleri önceden bilerek, çalışarak belli galerileri ve eserleri görmeniz tavsiye edilir. Diğer bir alternatif ise size önemli eserleri kısa zamanda gezdirecek olan rehberli turlara katılmak. Louvre Müzesi’ndeki en en önemli (ya da popüler eser diyelim) eser, La Gioconda olarak da bilinen Leonardo Da Vinci‘nin 1503-1505 arasında resmettiği Mona Lisa tablosu. Diğer eserler arasında Helenistik döneme ait başyapıtlar Venus de Milo heykeli, Semadirek Zafer Tanrıçası kaçırılmamalı. Ayrıca Veronese (1563) tarafından yapılan Cana’da Düğün tablosu, Botticelli‘nin freskleri, 1832’de Eugène Delacroix tarafından yapılmış ve 1830’da Fransız Devrimi’ndeki şiddeti tasvir eden Liberty Leading People tablosu mutlaka görülmesi gereken başyapıtlar arasında. Louvre Müzesi ile ilgili daha detaylı bilgi için Louvre Müzesi’ndeki Önemli Eserler sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın.
Louvre Müzesi’nin bir tarafında Paris’in en elegant, büyük ve güzel klasik Fransız bahçelerinden biri olan Tuileries Bahçesi vardır. Bu bahçe Versay Sarayı bahçelerini de tasarlamış olan ünlü Fransız bahçe tasarımcısı André Le Nôtre‘nin eseridir. Bahçenin kendisi ve mükemmel biçimde şekillendirilmiş ağaçlar, dekoratif havuzlar görmeye değer. Bahçede, yorulanlar için dışarıda masaları olan bir kafe restoran da bulunuyor.
3- Paris Gezilecek Yerler – Notre Dame Katedrali
Paris’te gezilecek yerler arasında kesinlikle ilk beşte yer alacak bu katedral Fransız gotik mimarisinin başyapıtı. Seine Nehri üzerindeki Ile de la Cité Adası üzerinde günümüzden 900 yıl önce başlayan inşaat yüz elli yılda tamamlanmış.
Yaşı müsait olanlar yıllar önce TRT’de insanları ekrana kilitleyen Victor Hugo‘nun ünlü romanı Notre Dame’ın Kamburu filmini ve roman kahramanı olan katedralin zangocu Quasimodo’yu unutmamışlardır. İşte Notre Dame Katedrali Fransız tarihine ve edebiyatına böylesine derin kazınmış bir üstün mimarlık örneğidir. Yazının devamı
4- Champ Elysees (Şanzelize) Bulvarı
Paris’in en anıtsal bulvarı olan Şanzelize 16. YY’da ünlü Fransız peysaj mimarı Le Nôtre tarafından ele alınıncaya dek bataklık bir arazi idi. Şanzelize Rond-Point des Champs-Elysées Meydanı ve dönel kavşağı ile ikiye ayrılmıştır. Concorde Meydanı’na bitişik olan Şanzelize’nin alt kısmını geniş bir bahçe olan Jardin des Champs-Élysées ve Petit Palais Güzel Sanatlar Müzesi oluşturur. Zafer Takı (Arc de Triomphe)‘na dek uzanan üst kısım ise lüks dükkanlarla, otellerle, restoranlarla, kafelerle, sinema ve tiyatrolarla doludur. Bu bölge hem Parislilerin hem de turistlerin buluşma noktasıdır.
Şanzelize üzerinde Maison Ladurée (75 Avenue des Champs-Elysées) ünlü işletmeler vardır. Maison Ladurée 18. YY’dan bu yana açık olan, makaronları, pastaları ile ünlü olan bir pastane ve çay salonudur. Ayrıca dünyaca ünlü lüks butikler Tiffany & Co. (Numara 62), Louis-Vuitton (Numara 101) ve Cartier (Numara 154) Şanzelize Nulvarı üzerindedir. Çok özel bir yerde yemek yemek isteyenler için ise dünyaca ünlü efsanevi ve lüks bir braseri olan Le Fouquet‘s ile son derece havalı bir mekan olan Restaurant L’Atelier de Joël Robuchon (Numara 133) sahip olduğu iki Michein yıldızı ile cüzdan hesabı yapmayan özel müşterilerini bekliyor. Fakat yine de Şanzelize bir çoğunuzun gözünü korkutmasın çünkü bu büyük bulvar üzerinde normal hatta düşük bütçelere uygun ya da hızlı yemek isteyenlere uygun bir çok yer de mevcut; Starbucks, H&M, Quick, ve McDonald’s bunlardan bazıları.
Şanzelize’ye Nasıl Gidilir; Métro: Champs-Élysées Clemenceau Durağı’nda inerseniz Jardin des Champs-Élysées ve Petit Palais’a yakın inersiniz. Franklin d. Roosevelt İstasyonu’nda inerseniz Maison Laduree’ye yakın, George V’te inerseniz aşışveriş bölgesine yakın inersiniz.
5- Orsay Müzesi
Seine Nehri’nin sol kıyısında, Belle Epoque dönemine ait eski bir tren garının içinde açılmış olan Orsay Müzesi (Musee d’Orsay / Orse şeklinde okunur) dünyanın en zengin empresyonist ve post-empresyonist (empresyonism öncesi) resim koleksiyonuna sahiptir. Çoğunluğu Fransız ressamlardan oluşan Cezanne, Monet, Manet, Degas, Renoir, Van Gogh gibi dünyanın en ünlü ressamlarının en gözde yüzlerce eseri bu müzede sergileniyor. Ayrıca müzenin en üst balkonuna çıkarsanız Sacre Coeur Kilise’nin zor bulunur bir manzarası da sizi bekliyor. Yazının devamı.
6- Opera Garnier & Bibliotèchque-Musée de l’Opera
Palais Garnier Opera Binası, opera ve bale gösterileri için Neo-Barok tarzda tasarlanmış olan çok etkileyici bir tiyatro binasıdır. Bina, 1862-1875 yılları arasında 3. Napolyon’a has bir şekilde savurganca ve hiç bir para hesabı yapılmadan mimar Charles Garnier tarafından tasarlandı. Ön cephesindeki klasik tarzdaki sütunlar ve sekiz heykel
figür alegorik biçimde sanatın farklı kavramlarını sembolize ediyor, bunlar soldan sağa doğru; şiir, enstrumental müzik, pastoral şiir, ezber, şarkı, drama, dans ve lirik drama. Bunların bir üst sırasında ise soldan sağa Rossini, Auber, Beethoven, Mozart, Spontini, Meyerbeer ve Halevy gibi ünlü bestecilerin büstlerini görebilirsiniz. Binanın en tepesinde dört altın kaplama heykel grubu ise şiiri ve şöhreti övüyor. Opera Garnier’nin 11.000 m2lik çok geniş ve göz kamaştırıcı salonu sadece 2200 kişilik bir oturma yerine sahip. Binanın yüzölçümünün önemli bir bölümü, altın yaldızlı avizelerle aydınlatılan ve anıtsal mermer merdivenlerle girilen büyük fuaye alanına ayrılmıştır. Kırmızı ve altın kaplamaların hakim olduğu son derece ihtişamlı ana salonun tavanları ünlü ressam Chagal tarafından süslenmiştir.
Paris operasını ve onun zengin kültür mirasını derinden anlayabilmek için Opera’ya ait olan Müze – Kütüphane kısmını (Bibliotèchque-Musée de l’Opera) ziyaret edebilirsiniz. Kütüphane ve müzesinde 300 yıllık opera arşivi ile opera sanatına ilişkin sergiler vardır. Müzenin sürekli sergisinde sahne ve kostüm çizimleri, ölçekli maketler ve Opera Binası’nın resimlerini görebilirsiniz. Yıl boyunca müzede İsveç Balesi, Rus Balesi, 1920’lerin avangard dansları gibi geçici sergiler de düzenlenir.
Palais Garnier’de bir opera izlemek Paris’te yapabileceğiniz en muhteşem tecrübelerden birisi olabilir. Burada Fransa’nın ve dünyanın en yetenekli sanatçılarını izleme şansınız var.
Opera Garnier’ye Nasıl Gidilir? Adres; Opera Meydanı (Place de l’Opera) ve Metro Opera.
7- Paris’te Gezilecek Yerler – Zafer Takı (Arc de Triomphe)
Arc de Triomphe (Paris Zafer Takı) Fransız Ordusu’nun Fransız Devrimi zaferi anısına inşaa edilmiştir. Napolyon bu muazzam anıtın inşaasını 1806‘da başlatmış olmasına rağmen 1836‘da bitişini görememiştir. Mimar JF Chalgrin
tarafından tasarlanan anıtın üzerinde gerçek hayattaki boylarından daha büyük tasarlanan rölyefler dikkat çeker. Bu rölyefler Fransız ordusunun ayrılışını, zaferlerini ve geri dönüşünü anlatır. Bu rölyefler içerisinde François Rude tarafından tasarlanmış olan ve Şanzelize Bulvarı’na bakan kısımları dikkat çeker. Bu kısımda Marsilyalılar olarak da bilinen ordudaki gönüllülerin 1792’de ayrılması, yola koyulması ve Özgürlük ruhu ile önderlik edilmesi anlatılır. Takın iç kısmındaki yüzeyinde 100’den fazla savaşa katılmış olan 660 generalin isimleri yazılıdır.
Gözlem platformundan, Place de l’Etoile (Etoile Meydanı)‘den çevreye yayılan 12 caddenin panoramik manzarası görülebilir. Bunlardan biri de Şanzelize’den Concord Meydanı’na ve Louvre Sarayına giden caddedir. Buradan La Defense, Montmartre ve Eyfel Kulesi’ne dek Paris manzarası görmek de mümkündür. Zafer takının dibinde Mechul Asker Anıtı (Mezar) vardır ve I. Dünya Savaşı’nda ölen askerlere adanmıştır. Her akşam saat 18:30’da bir küçük grup asker seromoni ile mezardaki mumu yakar. Her sene 11 Kasım’da 1918 Ateşkesi ve her iki dünya savaşı anısına seromoni düzenlenir.
Paris Zafer Takı’na Nasıl Gidilir? Adres; Place Charles de Gaulle. Metro; Charles-de-Gaulle-Etoile.
8- Paris Gezilecek Yerler – Sainte-Chapelle
Seine Nehri üzerinde bir ada olan Ile de la Cité üzerinde yer alan Adliye Sarayı (Palais de Justice) içinde yer alan bu şapel ortaçağdan kalma bir mücevher gibidir. Yüksek Gotik mimari sınıfına giren bu kilise 1242-1248 yılları
arasında bir aziz kral olan 9. Lui (Saint Louis) tarafından Bizans’tan ele geçirilen kutsal emanetleri saklamak için inşaa edilmiştir. Ana altarda Kraliyet Tacı‘nın bir parçası sergilenir. Bu şapel göz kamaştırıcı vitrayları ile bilinir. Bu vitraylar kiliseye ışıltı ve huzur duygusu verir. Renkler ve ışık kutsallığı ve cennet gibi bir Kudüs’ü sembolize eder. Sainte Chapel ayinlerden çok konserler için kullanılan bir mekandır. Bu büyülü mekanda bir klasik müzik konseri dinlemek gerçekten etkileyici ruhani bir etkinliktir. Şapele ulaşmak için Adliye Sarayı’nın demir kapısından girerek avluya çıkmanız gerekiyor.
Sainte Chapel’e Nasıl Gidilir? Adres; 4 Boulevard du Palais. Metro; Notre-Dame-des-Champs veya Vavin Durağı. https://www.sainte-chapelle.fr
9- Luxembourg Bahçeleri
Lüksemburg Bahçeleri Tuileries ile birlikte Paris’teki en ünlü ve en güzel parktır. Bahçeler 17. YY’da Lüxemburg Sarayı (Palais du Luxemburg) inşaa edildiğinde tasarlanmıştır. Fakat bahçenin bugünkü biçimi 19. YY’da
Mimar J.F. Chalgrin‘e aittir. Parkın ortasındaki çeşmeli sekizgen havuz, etrafında heykellerle süslenmiş olan iki elegant terasla çevrilmiştir. Bahçenin bu kısmı, etrafında ziyaretçilerin oturabileceği banklarla birlikte klasik Fransız bahçeleri şeklinde tasarlanmıştır. Bu yemyeşil ve çiçekli park Parisliler tarafından ve özellikle de Latin Quarter’da yaşayan öğrenciler tarafından çok sevilir. Bu sebeple insanlar sık sık yürüyüş, dinlenme ve piknik için gelirler. Bahçenin diğer bir önemli ve çok sevilen kısmı Medicis Havuzu (Fontaine de Medicis)’dur. Sarayın doğusundaki bu kısım ağaçlar altında saklı uzun bir havuzdur. Havuzun içi Rhone ve Seine Nehirlerini sembolize eden nehir tanrıları ile süslenerek rönesans tarzında tasarlanmıştır. Bu havuz oyuncak teknelerini yüzdürmeyi seven çocuklar tarafından da çok sevilir. Oyuncak tekneler havuzun yanındaki dükkandan kiralanabilir. Ayrıca parkın güneybatı kısmında, tenis kortunun yakınında, içinde zaman zaman kukla gösterileri yapılan 275 koltuklu Lüksemburg Tiyatrosu binası vardır.
Lüksemburg Bahçelerine Nasıl Gidilir? Address; 19 Rue de Vaugirard ve Rue de Médicis. Metro: Luxembourg veya Odeon Duarakları.
10- Sacre Coeur Kilisesi & Montmartre Semti
Paris’e beyaz, devasa süslü bir dekor öğesi gibi en yüksek noktadan bakan Sacre Coeur Bazilikası’nın farklı ve özel bir duygusu ve atmosferi vardır. Beyaz kaymaktaşından yapılmış dış cephesi ile, Romanesk ve Bizans tarzı eklektik mimarisi ile uzaktan bakıldığında beyaz bir düğün pastasını andırır. Aslında bir çok Parisli de bu yapıya bu ismi
takmıştır. Bazilikanın içinde, altarın üstünde, alavlenmiş kalbi ile tasvir edilmiş İsa mozaiği kilisenin içine yoğun bir duygusal ve ruhani bir hava katıyor. Bu sembol Fransız Prusya Savaşı‘ndan sonra ümidi temsil etmesi amacı ile buraya işlenmiştir. Kilisenin içi sayısız mum ile aydınlatılıyor, bunun sonucunda, karanlıkta oluşan kontrast ile hüzünlü bir hava elde edilmiş. İsterseniz kilisenin terasına çıkarak, hatta daha da yüksekteki çan kulesine çıkarak, buradan Paris’in muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Sacre Coeur Kilisesi’ne çıkan Esplenade Caddesi insanların, müzisyenlerin ve animatörlerin takıldıkları popüler bir yoldur. Eğer Sacre Coeur Bazilikası’na geldiyseniz buraya kadar gelmişken Monmartre semtini de gezmelisiniz. Montmartre ortaçağda Paris’in dışında bir küçük bir ortaçağ köyü idi. Belki de bu tarihi konumundan olsa gerek Montmartre bugün eski, bohem ve avangard bir semt olarak çok sevilir. Belle Epoque döneminde Montmartre semti, Lautrec ve Edgar Degas gibi ünlü sanatçılar için bir çekim noktası olmuştur. Montmartre’ın o dönemlerden kalan bohem ruhunu bugün hala sevimli meydanlarında ve arnavut kaldırımlı sokaklarında yakalayabilirsiniz, özellikle de Place du Tertre ve Carré Roland Dorgelès civarında. Ayrıca Monmartre’da Musée du Montmartre ve Espace Dali gibi bir çok mükemmel sanat müzesi de sizi bekliyor.
Sacre Cour Kilisesi’ne Nasıl Gidilir? Adres; Basilique Sacré-Coeur, 35 Rue du Chevalier de la Barre. Metro; Abbesses.
Paris’te Gezilecek Yerler – II
11- Centre Pompidou
Paris gezilecek yerler listesinde dünyaca ünlü bir sanat müzesi daha. Centre Pompidou, Halles Semti ile popüler Marais Semti arasında konumlu bir müze iken aynı zamanda kültür merkezidir. Centre Pompidou, etrafındaki tarihi yapıların tersine, etrafına bir kontrast oluşturarak ilk bakışta şok edici derecede bir modern mimarlık örneği sunar. Bina bazı Parisliler tarafından “içi dışarıda olan bina” diye tanımlanır. Çünkü binanın merdivenleri ve asansörleri dışarıdadır. Centre Pompidou binasının esas ilgi çekici olan kısmı Fransa’nın en büyük Milli Çağdaş Sanatlar Müzesi olmasıdır. İçeride Fauves akımını temsil eden Derain, Dufy, Matisse gibi sanatçılarla başlayıp Kübizm’e (Picasso, Braque, Leger..), Espresyonizm ve Konstruktivizm’e (Klee, Mondrian), Dadaizm ve Sürrealizme (Dali, Ernst Fusch..), Abstrakt Empresyonizme (Stael, Hartung, Poliakoff..), Yeni Realizm’e ve Pop Art’a (Warhol, Oldenburg) dek çağdaş sanatın tüm akımları ve önemli sanatçılarının eserlerini görebilirsiniz. Centre Pompidou sadece resim değil heykel sanatları içinde zengin bir koleksiyona sahiptir.
12- Paris’te Gezilecek Yerler – Palais-Royal
Bu saray binası Louvre Müzesi’nin karşısında olup diğer bir kraliyet mimarisi eseridir. Palais Royal Kral 13. Lui zamanında Kardinal Sarayı olarak inşaa edilmiş daha sonra kraliyet sarayı olarak kullanılmıştır. Akabinde tam 400 yıl kraliyet rezidansı olarak kullanılmıştır. Tipik Fransız mimarisinin özelliklerini taşıyan sarayın sevimli bir avlusu vardır. Bu sakin ve ağaçlarla çevrili avlu şehrin içindeki bir köy duygusu veriyor. Avlunun içerisinde, umulmayacak ve şaşırtıcı bir biçimde bir çok çizgili sütundan oluşan, farklı boylarda, modern bir instalasyon göreceksiniz.
Palais Royal’e Nasıl Gidilir: Adres; 6 Rue de Montpensier. Metro; Palais Royal-Musee du Louvre veyaPyramides Durağı
13- Bastille Meydanı
Fransız tarihinde çok kötü bir şöhrete sahip olan ve kraliyet yanlı Fransızların nefret ettiği Bastille Devlet Hapishanesi bu meydanda bulunuyordu. Yıkılan hapishanenin bugün meydan ile isminden başka bağlantısı kalmamışltır çünkü bu hapishane 14 Temmuz 1789‘daki Bastille baskınından sonra tamamen yıkılmıştır. Bugün Bastille Meydanı (Place de Bastille)’nın ortasında 51 metre yükseklikte, tepesinde özgürlüğü sembolize eden altın kaplama bir heykel bulunan Juillet Sütunu (Colonne de Juillet) vardır. Bu sütun anıt 1830’da ülke yönetimini Kral 10. Charles’dan alıp Louis Phillipe’e geçiren Temmuz Devrimi anısına dikilmiştir. Sütunun kaidesindeki 4 Gal horozu ve bir arslan figürü Fransa’nın özgür halkını sembolize eder. Sütunun içinde 283 basamaklı spiral bir merdiven yukarıdaki bir gözlem platformuna çıkar. Buradan Opera ve Bastil semtlerinin çok güzel bir panoraması vardır. Bastille Hapisanesi’nin yerinde ise bugün Yeni Bastille Operası vardır. Bu opera binası 13 Temmuz 1989 yılında, dönemin Fransa Başbakanı Mitterand tarafından açılmıştır. Bu büyük ve modern opera binası 2745 kişi kapasitelidir. Gerek içerideki salonu ve sahnesi ve gerekse akustiği açısından mükemmel bir opera binasıdır. Bastille Operası’nda Fransız Milli Operası ve Balesi tarafından düzenlenen gösteriler yıl boyu devam eder.
Bastille’e Nasıl Gidilir? Place de la Bastille. Metro: Bastille
14- La Conciergerie
Cazip duran ismine aldanmayın, bu ortaçağ kalesi Fransız Devrimi’nde diğer bazı yerler kadar ün yapmamış olan bir hapishane. Bu hapishanede Marie Antoinette ve Robespierre de dahil olmak üzere bir çok özgürlük taraftarı bu devasa yapının nemli ve karanlık odalarında kaderlerini beklediler. Aslında Seine Nehri kenarındaki bu ihtişamlı ortaçağ sarayı Capet Hanedanlığı ktralları için saray olarak inşaa edilmiş. Bugün ise müzedir. İçeride Alle des Girondins odasında devrim günlerinin kanlı terör olaylarından kalıntılar, bir giyotin bıçağı, hapishane kuralları ve Marie Antoinette’in son mektubunun bir kopyasını görebilirsiniz. Salle des Gens d’Armes bölümü ise mükemmel oranlara sahip kemerli bir ortaçağ salonudur. Mahkum edilen tutuklular, bu insanın içine ürperti veren salonda celladının eline teslim ediliyordu. Binanın etkileyici ve sıradışı bir görüntüsünü almak için Seine Nehri’nin karşı kıyısından Quai de la Megisserie‘den bakmanız önerilir. Bu mesafeden kalenin üç silindirik kulesini ve saat kulesini (Tour de l’Horloge) görebilir, bu açıdan bakarsanız bu muhteşem yapının aslında cezaevinden çok masalımsı bir kale saray olduğunu göreceksiniz.
15- Paris’in Bulvarları & Kafeleri
Paris’in anlata anlata bitirilemeyen efsanevi kafelerini keşfetmek için en iyi öneri 6. Bölge’deki Saint Germain Bulvarı‘ndan başlamanız. Bu ağaçlarla çevrili geniş bulvar pahalı mağazalar, kafeler ve braseriler ile dolu. Bunların içinde en ünlü olanı bir zamanlar Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir gibi entellektüellerin buluşma noktası olan Café de Flore (172 Boulevard Saint-Germain), James Joyce, Picasso ve Hemingway ve bir çok yaratıcı sanatçının takıldığı Café des Deux Magots (6 Place Saint-Germain-des-Prés). Her iki kafede de Paris’in aranan klasik kafe atmosferini yaşayabilirsiniz. Papyon takan garsonların nezaketsiz servisi de buna dahil.
Monparnasse Bulvarı‘ndaki braseriler de aynı kafeler gibi ünlü sanatçılar ve entellektüellerle dolar taşardı. Bulvar üzerindeki La Dome (Numara 108) bunlardan biri. İçerideki ihtişamlı art deco tasarım ve dekorasyona rağmen bu braseri daha çok deniz mahsullü yemekler servis ediyor. 102 numaradaki Braseri La Couple de efsanevi bir geçmişi olan ünlü Fransız braserilerinden bir diğeri. Bu braseri 1920’lerden bu yana Derain, Leger, Man Ray, Camus, Srtre, Chagall ve Picasso gibi sanatçılar tarafından sıklıkla ziyaret edilmiş. Bir başka ünlü mekan ise ressam ve sürrealist sanatçıların uğrak yeri olmuş olan 105 numaradaki La Rotonde ve bugün hala sinemacıların ve sinema sanatçılarının günümüzde de uğrak yeri olmaya devam ediyor.